Kovanlardan gelen şifa: Propolis
İlk kez Yunanlılar tarafından keşfedilerek doğal bir antibiyotik olarak kullanılan propolis eski çağlarda Avrupa, Kuzey Afrika ve Mısır’da da çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Peki sizin de son zamanlarda sıklıkla adını duyduğunuz bu propolis nedir?
Doğal antibiyotik olarak da kabul edilen propolis bal arıları tarafından bitkilerin yaprak sürgünü, dal ve gövde kısımlarından toplanan reçine ve bal mumu içeren, arıların kovanlarında çeşitli bölgelerde kullandıkları bir üründür. Oda sıcaklığında yarı katı halde bulunan, suda erimeyen propolisin içeriği de arıların ulaşabildiği bitki çeşitliliğine ve mevsime göre değişmektedir.
Propolisin yapısında Mg, Ca, I, K, Na, Cu, Zn, Mn ve Fe gibi elementlerin yanı sıra B1, B2, B6, C ve E vitaminleri ile çok sayıda yağ asidi bulunmaktadır.
Antibakteriyel, antifungal , antiviral, antienflamatuar ve antioksidan gibi birçok biyolojik özelliğe sahip olan propolis günümüzde diyabet, kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıkların önlenmesi için kullanılmaktadır. Hastanın vücut direncini arttıran propolisin, bağışıklık sistemini düzenleyici ve güçlendirici etkisinden dolayı kanser üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. Özellikle radyoterapi uygulanması halinde, hastanın propolis kullanması önerilmektedir. Sağlıklı hücreleri radyoaktif ışınların etkisinden koruyan propolis hastanın vücuduna giren radyasyon düzeyini düşürmektedir. Hekim gözetiminde uygun doz ve sürede kullanılması tavsiye edilmektedir.
Ağız yaraları, kötü ağız kokusu, diş çürükleri gibi olumsuzlukları önlemede de kullanılan propolisin yapılan çalışmalarda anestezik özelliği ve diş yapılanmasını sağlayan etkisi nedeniyle diş kanal dolgu maddesi olarak da kullanılabileceği belirtilmiştir.
İnsan sağlığı üzerine etkilerinin daha kapsamlı araştırılması gereken propolisi kullanmak isteyenler mutlaka hekim tavsiyesinde ve kontrolünde kullanmalıdırlar.
Esra AKBULAT
Diyetisyen